#gadget {float:left;width:900px;height:200px;background: #fff;}

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Bir tek ikimiz birde kedimiz (!)

Benim yaşımdakiler genelde yabancı şarkılar dinlerken ben kendimi ağır Türkçe Popa verdiğim için 90'lar 80'ler 2000'ler derken türkçe popta dinlemediğim şarkı yok gibi bişey Çelik-dongi dongi yi bile bilen birisinden bahsediyorum.Evet biliyorum ne var? Neyse hemen hemen hergün yeni şarkılar yeni şarkıcılar çıkıyor.Bir kaç ay önce bir kız bulmuştum.''Cansu-Kalk Gel Bana'' şarkısını en az 45 kere dinlemiştim.Yeni bir klip ve yeni bir şarkı yayınlamış.Şarkının sözleri bana bu kadar ters olmasına rağmen ağzıma takıldı.Bir tek ikimiz bir kedimiz.Yok canım ben kedi almayayım teşekkürler.Kediden nefret ettiğim kadar hiç bişeyden nefret etmem.Tüyleri öğğk neyse tek yazıyla 2 yazı konusu çıkarmak istemiyorum.Sözüm olsun başka bir yazı da da kedi nefretimden bahsederim.

7 Ağustos 2014 Perşembe

Yatıp kalkıp aynı kişi ile konuşmak mı daha zor? Kalkınca o kişiyi bulamamak mı?

Herkesin kendine göre bir arkadaş çevresi var ve bunlarla gerek yüzyüze gerekse sosyal ağlar aracılığı ile iletişim kurup görüşerek muhabbeti ilerletebiliyoruz.Birde teknolojinin hayatımıza girmesi ile sadece sanal ortamdan tanışıp kaynaştığımız insanlar oluyor.Ben mesela gerçek hayatta arkadaş edinme konusunda çok başarılı olamasamda internet ortamı sayesinde gerçek hayatta tanıdığım bi çok insandan daha samimi arkadaşlıklar edindim.Geçen gün yaşadığım bir olay aslında bir çok forumda,soru sorma sitelerinde sorulan bi soru herşey çok güzel gidiyordu konuşurken bi anda konuşmayı kestik neden? Konuştuğunuz kişi benim gibi biriyse kesilir tabi.Küçücük bir lafa söze alınıp 2 saat boyunca mesajlara aramalara cevap vermezsen konuştuğun kişide sinirlenir bir daha da mesaj atmaz.Sonra tilkinin kürkçü dükkanına dönüşü gibi
''yaa ehe ehe napiyon :Ddd' moduna girip mesaj atmak zorunda kalırsınız.Tabi önemsediğiniz birisiyse.Benim geçen gün birebir başıma geldi.Trip attım artistlik yaptım.Sonra o kişiyle konuşamayınca üzüldüm baya ertesi gün boşluğa düştüm resmen o artist insan gitti eheh eheh modunda olmasada (bizimde bir şeklimiz var)(bir parantez daha açayım bu yazıyı o kişiye atıcam ve bu bizimde şeklimiz var kısmına sinirlenme olurmu :D) ehehe ehehe modunda olmasa da mesaj attım barıştık neyse bence önem verdiğiniz insanlara artistlik yapmayın ya da dozunda yapın sonra zararlı siz çıkarsınız.Böyle konuşursunuz konuşursunuz sonra o kişiyi bulamayınca abov fış aney yani :D

Akıllı olun Akıllı bıdıklar öptüm baay:D



6 Ağustos 2014 Çarşamba

Yiyip yiyip kilo verelim.. Part 1

Biz Türkler özellikle dünyadaki bir çok ülkeye göre yeme içme kültürü bakımından daha ilerdeyiz.Boğazına düşkün bir millet olunca da;kadını,kızı,erkeği bir çoğumuzda da kilo problemi yaşanmaya başlıyor.Bu konuda da bir çok insan çaba gösteriyor ama pazartesi başlayıp salı biten diyetler daha da kilo almaya sebep oluyor.Bende bu yazımda sizler için internette epey araştırma yaptım ve Yiyip yiyip kilo verelim sloganı ile bundan sonra sizler için güzel bulduğum çok sağlık çok lezzetli ama bunun yanında  az kalorili tatlıları yemekleri paylaşıp menüler oluşturmaya karar verdim.Evet belki bu blogda asla bol  tereyağlı iskender tarifi yayınlayamayız ama neden iskendere çok benzer tarifler yapmayalım? O zaman bugün ki ilk menümüzle başlayalım. (Bazı tarifleri yabancı sitelerden bulacağım için evimizdeki malzemelerle yapabileceğimiz şekile getirebilirim.) Şimdiden hepinize bol sağlıklı bol lezzetli günler.

Bugün ki menümüz :
Fırında Deniz Levreği
ve yanında doyurucu bir Buğday Salatası

İlk tarifimizle başlayalım.







 FIRINDA DENİZ LEVREĞİ



6 tane fileto haline getirilmiş deniz levreği 

3 adet dilimlenmiş domates 
1 adet dilimlenmiş soğan
10 dal ince kıyılmış(opsiyoneldir) maydanoz 
1 yemek kaşığı zeytinyağı 
Tuz,karabiber(zevkinize göre miktarı biber için arttırabilirsiniz tuz tabi ki yok:)) 
Hazırlanışı :
Levrekleri fırın tepsisine dizin. Üzerine dilimlenmiş soğan ile dilimlenmiş domatesleri yerleştirin. Tuzunu,karabiberi serpin. Kıyılmış maydanozunuzu ekleyin. Zeytinyağını da ilave edin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 25-30 dakika pişirin. Pişirirken üzerine azıcık da limon sıkabilirsiniz hafif bir ekşilik olur 
güzel de olur.


2.Tarifimiz 

BUĞDAY SALATASI


1 su bardağı buğday
1 adet limon 
1 adet domates
 ½ demet yeşil soğan 
1 adet kırmızıbiber 
½ demet maydanoz 
½ demek dereotu  
1 yemek kaşığı zeytinyağı Sumak Tuz -(İçindeki kalorili yiyecekleri çıkarttım mısır,sos vs vardı gerek yok bunlarla da lezzetli oluyor.)
Hazırlanışı :

Buğdayları ayıklayıp yıkayın. Limonlu ve tuzlu suda yumuşayıncaya kadar haşlayın. Domatesleri küp küp doğrayın. Taze soğan ve kırmızıbiberleri küçük küçük doğrayın. Maydanoz ve dereotunu ince kıyın. Hazırlanmış olan malzemeleri, tuzu (tuz koymasanızda olur ) ve sumağı(abartmadan) karıştırın. Üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirerek servis yapın. Ayrıca içerisindeki kalori bombalarını çıkarttığımız için içine bir kaç küçük parça beyaz peynir ekleyebilirsiniz. 

Böylesine dolu bir menüyü akşam değil öğlen yersek daha kazançlı olabiliriz.Şimdide sizler için güzel bir tatlı tarifi vericem tabi ki de diyet ve tabi ki de çoook lezzetli.


Ve tatlımızzzzz :)


DİYET ETİMEK TATLISI


1 litre light süt
2 su bardağı esmer şeker
2 yemek kaşığı tam buğday unu 
1 paket tuzsuz etimek 
2 bardak su 
Birkaç damla limon suyu 
Hazırlanışı :
Derince bir tencerede süt, 1 yemek kaşığı tam buğday unu ve 1 su bardağı esmer şekeri karıştırın. Muhallebi kıvamına gelene kadar orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Daha sonra tatlının şerbetini hazırlamak için 1 su bardağı esmer şeker ve 2 su bardağı suyu tenceye alın. Şekerli karışımı 10-15 dakika kadar kaynatın. Ocaktan almaya yakın limon suyunu ekleyin. Etimekleri servis kabına yerleştirip, üzerine şerbeti dökün. Şerbet çekildikten sonra önceden hazırladığınız muhallebiyi ekleyin.Oda sıcaklığına geldikten sonra mevsim meyveleriyle süsleyebilirsiniz. 
(Küçük bir parça yiyin hepsini değil :D)
AFİYET OLSUN.

(Resimler ve tarifler elele.com'dan alıntıdır.Tarifler üzerinde kendim tarafından bazı oynamalar yapılmıştır.)

5 Ağustos 2014 Salı

O ne dedi bu ne dedi kim ne dedi harcanan hayatlar bunlar...

Evin kütüphanesinde aylardır duran bi kitap buldum.Adı pozitif düşüncelerle güzel yaşamın sırları.İçini şöyle bi açtım.Belki dedim bu sefer bir kişisel gelişim kitabı gerçeklerden bahseder bende bunu blogumda yazarım ama yine karşıma standart bir kişisel gelişim kitabı çıktı içindeki bir iki başlıktan söz ederek size aslında gerçek mutluluğun bu kitaplardakinden çok daha farklı olduğundan bahsetmek istiyorum..

Kitabın içinde kendine güvenmekten.Yapacağın her işe sevgi dolu yaklaşmaktan.Kendinle barışık olmaktan vs vs.Bahsediyor.Oysaki insanların kendilerini yanlışlarıyla sevmesi belki de en büyük hatalardan birisidir bana göre. Hem toplum için hem kendileri için çünkü kendinizi düşünün ya da küçük bi çocuğu onu bi hata yaptığında ceza vermeden kolayca affederseniz o hatayı unutur ve yetmezmiş gibi daha da kötüsünü de yapar.Bu kitaptaki saçmalıkları kenara bırakın kendinizi sevin ama hatalarınızı düzelttikten sonra insanlara sevgi dolu yaklaşın ama iyice tanıdıktan sonra kendinizle barışık olun ama size göre olan kusurlarınızı kapattıktan sonra.

Çünkü bunları yaptığınızda yapmamış halinize göre daha mutlu olacaksınız.Size sevgisini vermeyecek birisine sadece kişisel gelişim zırvalamaları adı altında sevginizi verirseniz belli bir süre sonra elinizden giden sadece o kişi olmayacak çünkü o kişiyle beraber kalbinizde sonsuz bir uçuruma yuvarlanacak belkide o kırık parçaları toplamak yıllarınızı alır kim bilir?

Ya da çok kötü bişey yaptınız birisini kırdınız,ben kendimi seviyorum yeaa karşımdaki kişi umrumda mı havalarına girerseniz belki kendinizi seversiniz ama elinizden giden kocaman yıllarca süren bir dostluk olabilir.

Ve en son örneğimiz kendisinde 3-5 kilo fazlalık olan ya da aşırı kilolu bir arkadaşınız var ya da bu siz de olabilirsiniz.O kişiye Aman ya biz seni böyle de seviyoruz.Ben seni böyle de seviyorum demeyin.Eğer bu kişi sizseniz de dedirtmeyin.Siz kendiniz bir bireysiniz ve hayatınız vücudunuz tek istediğiniz gibi yaşayın.Her boka maydanoz olan tipler sizde İnsanların işlerine karışmayın.Bir karar vermiş insanın yoluna taş koymayın belki o kişi o kiloları verdiğinde bambaşka bi insan olacak.Ve sen belki değişmek istiyorsun.O zaman değişeceksin.Kendinle barışık ol kilolu olmaktan mutluysan kilolu olarak yaşa insanların dediklerini umursama.Kilolu olmaktan mutlu değilsen kilonu ver kendinle öyle barış.

KISACASI BU HAYATA BİR KEZ GELİYORUZ.BAŞKALARININ DOĞRU İNSANINA BAŞKALARININ DOĞRU HAYATINA BAŞKALARININ DOĞRU VÜCUDUNA SİZLER,BİZLER DEĞİL ANCAK O İNSANLAR KARAR VEREBİLİR.BIRAKIN GERÇEK MUTLULUĞUN SIRLARI O KİTAPLARIN YAZARLARINA KALSIN.SİZLER GERÇEK MUTLULUĞU KENDİ HAYATINIZIN İÇİNDE BULUN.



4 Ağustos 2014 Pazartesi

İSVEÇ DİYETİ KADAR YORUCU MUSUN TATLI KIZ?

         Her ne kadar babam tembel yataktan kalk filan desede yapım gereği öyle çarçabuk yorulan
birisi değilim.Zaten bütün gün de evdeyim yorulacak birşey yok dedim kendi kendime isveç diyeti yapayım biraz kilo vereyim.Ha daha bugün 1.günü şimdilik fena gitmiyor 2-3 gün sonra ne olur bilmiyorum.Baktınız ki benden yazı alamıyorsanız.Kalp kapakçık kasım erimiş ve ölmüş yada bilumum türevleri olarak yoğun bakımda falan olabilirim.İşte o zaman yapacağınız şey dünyaya daha da bu kadar iyi bir blogger(!) gelmez deyip kendinizi zincirlere vurmanız filan şimdiden sizlerin ailelerine de kendi aileme de baş sağlığı diyorum vs vs gibi savsataları geçtikten sonra asıl konumuza gelelim.

      Ben deminki yazımdan sonra bu hakkı bulut kaşlı kızımızı araştırdım biraz ve anladım ki bu odun kaşlı kız aslında iyi birisi ama biraz popişi kalkmış.Acaba diyorum ben adeta bir sinsi yılan gibi kıza ablacım ablacım ayağına girip kanka mı olsam?Hayır yani şimdi ilkokuldan beri nerde bi olay orda ben olduğum için bana çok da imkansız gelmiyo zaten en büyük idolü hürrem,bihter ne bileyim ferhunde filan olan birisi için çok da zor bişey değil ama değer mi sizce?Kanka olsam ne olacak hem kıza isveç diyeti yaptırıp kaslarını eritip öldürücem mi? Yani olabilir tabi ama zorlamamak lazım yinede.


Soruyorum sana canım ablam bal ablam güzel ablam isveç diyeti kadar yorucu musun ha canısı??



ANNE BEN SURVİVOR AYDIN OLCAM!!

Genelde internette bir çok zamanımı twitterda ve youtubeda geçiren birisi olarak gerçekten bazen ne yazacağımı çok düşünüyorum.Şarkı sözünden çıksam diyorum olmuyor.Atraksiyonlu bir olay yaşamak lazım ki güzel de bir yazı oluşsun ama insanın her günü de aynı heyecanda ilerlemiyor.Sonuçta ben her yazı için yeni bir bratz bebeği hakkı bulut kaşlı kız bulamam ki zaten bulsam da o zaman benim ciğerim Solmaz mı :dd

O zaman bende şöyle bir taktik geliştiriyorum.Yaşadığım olayları adeta bir ailesine çok açız böcek yiyoruz diyen survivor aydın kıvamında anlatacağım.Abartarak ama  böyle olunca da benim kendime olan güvenim filan gider ki böyle bi durumda başkaları nasıl güvenip okusun neyse işte duruma göre bi'şeyler yazıcaz artık.

Yalnız şunu anladım ki blog için twitterda 140 karakterde saçmalamak gibi değilmiş.Orda saçmalarken standart derecenin 1-2 tık üzerinde boş konuşan bir meyvesuyu iş yapıyor ama blog olayı öyle değil saçmalaman lazım saçmalarken mantıklı da olman lazım okurken insanlar senin saçmalamandan sıkılmamalı hatta enteresan birşekilde hoşlanmalı ki tekrar gelip okusunlar kısacası zor be yavrular.



3 Ağustos 2014 Pazar

minareden aşağı at beni aşağı in tut beni..

Hani genelde kadınlar ya aldatılınca ya bunalıma girince ya da menopaza girerken saçlarıyla oynarlar.Boyatırlar kestirirler filan Bu yaşımda resmen 30 yaş sendromuna girdim.3 aydır resmen Sertab Erener şarkısı gibiyim.



Bu sene iyi geçmedi söylemem lazım 

Kader beni seçmedi ama görmemem lazım 
Belki birden bire yeniden başlamam gerek 
Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek 



Yeni bir aşk yeni bir iş 
Yine gülecek bir neden lazım 
Yeni bir haber yeni bir kader 
Bunlar için bana şans lazım 


Saçlarımı önce kestirdim.Kestirince ağladım.Sonra neyse alıştım bu sefer dedim boyatayım bir ara o kadar uçmuşum ki dedim mor olsun benim olsun.Neyse ki mor yapma kararından vazgeçtim hadi dedim ombre olsun ama ciguli gibi olmayayım kızıl olsun daha güzel.Yaptım kızıl.Yetmedi saç tebeşiri alayım dedim saçlarımın her yeri kırıldı.1 Ayda anca toparlandı.Şimdide gittim kendime renkli saç spreyi aldım her yere bulaştı.Olan saçlarıma oldu yani bu yaşımda saçlarımı boyattığımla kaldım.Ne neşelendim.Ne stresten kurtuldum.

Şimdi ki modum ise;

Kaybeden kimdi
Tabiki sensin
Kolay kolay kendine gelemezsin
Ben yolumu çizdim sana sormam ki
Psikolojikman bozuldum büyük olasılıkla.Nasıl düzeleceğimi bilmiyorum da okullar açılmadan önce kendimi düzeltemezsem deli raporu filan verecekler diye çok korkuyorum.Kendi kendime konuşup triplere giriyorum.

YILDIM.




2 Ağustos 2014 Cumartesi

BİRAZ GÜLDÜM BİRAZ HÖMKÜRDÜM

Bu aralar o kadar burjuva olmuşum ki haberim yok bi ara dedim twitter facebook ne varsa kapatayım kendimi entel dantel takılmaya vereyim zaten meyilimde var gözler olmuş 2 şer numara takayım gözlükleri ohhh (aslında 1.5 da yazının seyrini bozmak istemedim) neyse işte dedim kendimi 1 hafta kadar çatı katında olmasa da inzivaya alayım şöyle kitap filan okurum takılırım mal mal ;salak salak insanları da düşünmem filan diye karar verdim neyse oldu da 3 gün dayanabildim.3 gün de kendimi azıcık ağlamaklı azıcık gülmeli kitaplara verdim.Okudukça sinir sistemim çöktü.Bir yandan Renda'nın kaşarlıkları sen nasıl bir karısın ya kendini ondan ona onun koynundan bunun koynuna attı sürtük (ama güzel kitap okuyun) bir yandan Piraye'nin kaynanası derken diğer kitapta da bu defa Aslı çıktı karşıma Murat'a çektirdiklerini bir kere daha okuyunca içim şişti valla saçını başını yolayım dedim o sırada kafam yatağa takıldı bi tutam saçım koptu delirdim sonra tam dedim bitiyo mutlu son tüm kitaplar bok gibi bitince lanet ettim.

Bu arada bu kitapları okumak bana iyi geldi yeniden doğmuş gibi oldum baya okurken triplere girdim kendimi diyarbakıra zorla gitmiş piraye gibi hissettim haşimin anasını dövdüm renda yüzünden masada bırakılan gelin oldum rendayı dövdüm bu arada ya sonra daki hayat arkadaşım müziğiyle sanki kamerada eskimesin diye foto bile çekinmediğim bir yüzüm varmış ve bu yüzümü 58493095403 tane fotosunu çekip dünyaya maal(mal değil bak maal) etmişler gibi sinirlenip böğürerek ağladım.Bayram benim için bayram değil tam bir keraneci karısının keraneye düşmesi kadar trajik geçti.Ama mutlu muyum? evet o zaman son cümlelerimi aşağıya kitapların ve bahsettiğim şarkıların linklerini koyarak bitiyorum.Görüşmek üzere..

TRİPLERE GİRDİĞİM ŞARKI:DD BUYRUN TRİPLERE GİRMEKTE SERBESTSİNİZ:D