#gadget {float:left;width:900px;height:200px;background: #fff;}

20 Ekim 2014 Pazartesi

Yine yataklara düştüm.

Yaz ayında bile haziran 15 e kadar hırkayla gezen yazın temmuz ağustos farketmezsizin yorganla yatan biri olunca her yıl ekim kasım aralık ocak demek benim için ayda en az 1 kere yataklara düşmek okulu asmak ve 5-6 ay boyunca sürekli peçete tüketimi burun çekme senfonisi olarak ilerliyor.Yine okulu asıp yatağımın içinde pastil emip kafamı kaldıramaz hallerden birinde oluncada uyuyup dinlemek yerine bilgisayarı elime aldığımıda düşününce napsam napsam film mi izlesem müzik de dinleyemem ki başım ağrıyo ee napiyim bloguma geleyim diyorum.Her girdiğimde günlük istatistiklerin gitgide dibe çöktüğünü görmek de beni biraz üzüyor ama naparsın yazmayınca böyle oluyor demekki.Ne kadar ekmek o kadar köfte.Ne kadar yazı o kadar like.Kısacası okurlarım ben yine yataklara düştüm.Okullar açılalı 6 hafta oldu.Kaldı geriye 34 hafta falan direnelim.Bu da geçer bu da gider bu da biter.Belki bir 40 hafta daha geçer.Üniversite yolları açılır.Neyse uzatmayalım.Hadi bana iyi istirahatler sizede iyi takılmalar.
                                                                                                       


                                                                                                                       Görüşürüüzzz

28 Eylül 2014 Pazar

SENSİZ BEN NEFES ALAMAM

Yazın bir ara nedensizce başlattığım twitterı facebooku bırakayım yaa politikam bitti neredeyse 1 ay kapalı kalan twiterım son anda tamamen silinip kapatılmadan dün akşam adeta koşa koşa açtım ve twitter aleminin meyvesuyusu olarak ortamlara tekrardan giriş yaptım.Kendimi adeta kongre sonrası hayatının ilk ikili seçinimi kazanan kemal kılıçdaroğlu kadar güçlü daha güçlü hissediyorum.Hayır merve su alttarafı twittera geri döndün üstelik 13.000 takipçinden geriye 12.400 kalmış bu neyin kafası dediğinizi duyar gibiyim.Takipçi kaybetmişsim blog istatistiklerin yerlerde blogunu sadece diyet yemeği arayan kadınlar ve psikolojik sorunlar yaşayan davranış bilimciler takip ediyo falan ama  nolursa olsundu geri dönmüştüm ya o yeterdi.Her hayatımı belirleyen sınav öncesi (kaç kere hayat belirleyen sınava girdin acaba mervesu aptal mervesu) lise sınavından bahsediyorum işimi gücümü saçma saçma işlere bağlamak adeta hobimdir.Sbs sınavı zamanı kafamı stardoll diye bi oyuna bağlamıştım ve şuanda okuduğum okuluma en sondan 2.olarak falan girdim.Allahın şanslı kulu olmak böyle bişeydi sanırım.Neyse efendim şimdide tüm rakiplerim rakibelerim test çözüp tekrar yaparken ben twitter ve blog aleminin kapılarını tekrardan hızlı açarak daldım.Evet bende tekrar yapıcam sınav çalışıcam ama sevgili rakiplerim şunu bilin ki itüde bile okusanız galatasaraylı bile olsanız hatta odtüyü 3 yılda bitiren kız bile olsanız büyük şirketler staja alırken medyadaki aktifliğinize bakıyorlar o yüzden biraz medyacı olun dersaktif olmayın demiyorum ama interaktifte olmamazlık etmeyin.Sizi lisedeki tatlişko hocalarınızın çılgın tavsiyeleri kurtaracak olsa bile benim bu blogda vereceğim youtube blog vs de popi olma taktikleriyle milyoner(duyda inanma amk ama olur mu olur :D) olabilirsiniz.''-Sorun mervesucuğumuz sen neden zengin olamıyorsun?Çünkü benim için önemli olan takipçilerimin zengin olması.Sizi çok seviyorum ondan :D''

Neyse efendim sonuç olarak bütün internet ve sosyal medya araçları için sensiz ben nefes alamam deyip yazımı burda bitiriyorum.Benim gibi sosyal medya olmadan nefes alamayanları twitterıma bekliyorum.  Yazımı likelamayı ve blogumu takip etmeyi unutmayın öptüüüm :*

Twitter: @Meyvesuyuuu

23 Eylül 2014 Salı

Zaman akıyor...

Ay tatil bitiyor ay ya daha 1 ay var 2 hafta kaldı off 1 hafta derken okullar açılalı 2 hafta oldu bile.Bu süre içinde ben neredeyse 2 aydır blog yazmayarak kendi rekorumu kırmış oldum.Bir baktım ki blog istatistiklerim yerlere çökmüş.Bugün okul vakti ve okul gününde nasıl blog yazıyoruma gelecek olursak.Bugün arkadaşlarım okulda pıtı pıtı geometri dersi yaparken ben evde geç uyanmak kahvaltı yapmak ve adeta bir üniversite öğrencisi edasıyla okula öğleden sonra gitmek suretiyle kendime yarım günlük bir tatil yaptım.

3 aylık bir tatilden sonra öğretmenlerin aa bakın bir yaş daha büyüdünüz moduna girmesi beni her zaman güldürür 3 ay çeyrek yıl yani nasıl bir yaş büyücez dimi :D Ama bu sene anladım ki hocalar haklıymış geçen sene gördüğü her boşluğu değerlendiren dersleri boşa geçirmek için direnen sınıfım bu sene üniversiteye bir adım daha yaklaştık moduyla kendini test çözmeye ders çalışmaya vermiş.Ben daha dersin d sini takmazken bir anda gördüm ki rakiplerim çalışıyo :D

Mesela benim yerimde olan birileri şuanda test çözüyo olabilir bense burda blog yazıyorum.Ama en azından mutluyum yani üniversiteyi kazanamazsam ozaman görücez mutluluğu mutsuzluğu ama kazanırım herhalde kazanır mıyım? kazanırım dimi ? kazanırım ya :D

Bundan sonra blogu boşlamamaya çalışıcam ne de olsa bu blog benim kişisel düşüncelerimi özgürce yazabileceğim her şeye mualefet olup maydanoz olabileceğim nadir yerlerden biri.Lafı fazla uzatmadan sizi yazımın başlığını da oluşturan bir müzikle yalnız bırakıyorum.
                                                   buraya tık tık =>>>>>>AKIYOR ZAMAN GRUP 84                         
 xxÖptümxx

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Bir tek ikimiz birde kedimiz (!)

Benim yaşımdakiler genelde yabancı şarkılar dinlerken ben kendimi ağır Türkçe Popa verdiğim için 90'lar 80'ler 2000'ler derken türkçe popta dinlemediğim şarkı yok gibi bişey Çelik-dongi dongi yi bile bilen birisinden bahsediyorum.Evet biliyorum ne var? Neyse hemen hemen hergün yeni şarkılar yeni şarkıcılar çıkıyor.Bir kaç ay önce bir kız bulmuştum.''Cansu-Kalk Gel Bana'' şarkısını en az 45 kere dinlemiştim.Yeni bir klip ve yeni bir şarkı yayınlamış.Şarkının sözleri bana bu kadar ters olmasına rağmen ağzıma takıldı.Bir tek ikimiz bir kedimiz.Yok canım ben kedi almayayım teşekkürler.Kediden nefret ettiğim kadar hiç bişeyden nefret etmem.Tüyleri öğğk neyse tek yazıyla 2 yazı konusu çıkarmak istemiyorum.Sözüm olsun başka bir yazı da da kedi nefretimden bahsederim.

7 Ağustos 2014 Perşembe

Yatıp kalkıp aynı kişi ile konuşmak mı daha zor? Kalkınca o kişiyi bulamamak mı?

Herkesin kendine göre bir arkadaş çevresi var ve bunlarla gerek yüzyüze gerekse sosyal ağlar aracılığı ile iletişim kurup görüşerek muhabbeti ilerletebiliyoruz.Birde teknolojinin hayatımıza girmesi ile sadece sanal ortamdan tanışıp kaynaştığımız insanlar oluyor.Ben mesela gerçek hayatta arkadaş edinme konusunda çok başarılı olamasamda internet ortamı sayesinde gerçek hayatta tanıdığım bi çok insandan daha samimi arkadaşlıklar edindim.Geçen gün yaşadığım bir olay aslında bir çok forumda,soru sorma sitelerinde sorulan bi soru herşey çok güzel gidiyordu konuşurken bi anda konuşmayı kestik neden? Konuştuğunuz kişi benim gibi biriyse kesilir tabi.Küçücük bir lafa söze alınıp 2 saat boyunca mesajlara aramalara cevap vermezsen konuştuğun kişide sinirlenir bir daha da mesaj atmaz.Sonra tilkinin kürkçü dükkanına dönüşü gibi
''yaa ehe ehe napiyon :Ddd' moduna girip mesaj atmak zorunda kalırsınız.Tabi önemsediğiniz birisiyse.Benim geçen gün birebir başıma geldi.Trip attım artistlik yaptım.Sonra o kişiyle konuşamayınca üzüldüm baya ertesi gün boşluğa düştüm resmen o artist insan gitti eheh eheh modunda olmasada (bizimde bir şeklimiz var)(bir parantez daha açayım bu yazıyı o kişiye atıcam ve bu bizimde şeklimiz var kısmına sinirlenme olurmu :D) ehehe ehehe modunda olmasa da mesaj attım barıştık neyse bence önem verdiğiniz insanlara artistlik yapmayın ya da dozunda yapın sonra zararlı siz çıkarsınız.Böyle konuşursunuz konuşursunuz sonra o kişiyi bulamayınca abov fış aney yani :D

Akıllı olun Akıllı bıdıklar öptüm baay:D



6 Ağustos 2014 Çarşamba

Yiyip yiyip kilo verelim.. Part 1

Biz Türkler özellikle dünyadaki bir çok ülkeye göre yeme içme kültürü bakımından daha ilerdeyiz.Boğazına düşkün bir millet olunca da;kadını,kızı,erkeği bir çoğumuzda da kilo problemi yaşanmaya başlıyor.Bu konuda da bir çok insan çaba gösteriyor ama pazartesi başlayıp salı biten diyetler daha da kilo almaya sebep oluyor.Bende bu yazımda sizler için internette epey araştırma yaptım ve Yiyip yiyip kilo verelim sloganı ile bundan sonra sizler için güzel bulduğum çok sağlık çok lezzetli ama bunun yanında  az kalorili tatlıları yemekleri paylaşıp menüler oluşturmaya karar verdim.Evet belki bu blogda asla bol  tereyağlı iskender tarifi yayınlayamayız ama neden iskendere çok benzer tarifler yapmayalım? O zaman bugün ki ilk menümüzle başlayalım. (Bazı tarifleri yabancı sitelerden bulacağım için evimizdeki malzemelerle yapabileceğimiz şekile getirebilirim.) Şimdiden hepinize bol sağlıklı bol lezzetli günler.

Bugün ki menümüz :
Fırında Deniz Levreği
ve yanında doyurucu bir Buğday Salatası

İlk tarifimizle başlayalım.







 FIRINDA DENİZ LEVREĞİ



6 tane fileto haline getirilmiş deniz levreği 

3 adet dilimlenmiş domates 
1 adet dilimlenmiş soğan
10 dal ince kıyılmış(opsiyoneldir) maydanoz 
1 yemek kaşığı zeytinyağı 
Tuz,karabiber(zevkinize göre miktarı biber için arttırabilirsiniz tuz tabi ki yok:)) 
Hazırlanışı :
Levrekleri fırın tepsisine dizin. Üzerine dilimlenmiş soğan ile dilimlenmiş domatesleri yerleştirin. Tuzunu,karabiberi serpin. Kıyılmış maydanozunuzu ekleyin. Zeytinyağını da ilave edin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 25-30 dakika pişirin. Pişirirken üzerine azıcık da limon sıkabilirsiniz hafif bir ekşilik olur 
güzel de olur.


2.Tarifimiz 

BUĞDAY SALATASI


1 su bardağı buğday
1 adet limon 
1 adet domates
 ½ demet yeşil soğan 
1 adet kırmızıbiber 
½ demet maydanoz 
½ demek dereotu  
1 yemek kaşığı zeytinyağı Sumak Tuz -(İçindeki kalorili yiyecekleri çıkarttım mısır,sos vs vardı gerek yok bunlarla da lezzetli oluyor.)
Hazırlanışı :

Buğdayları ayıklayıp yıkayın. Limonlu ve tuzlu suda yumuşayıncaya kadar haşlayın. Domatesleri küp küp doğrayın. Taze soğan ve kırmızıbiberleri küçük küçük doğrayın. Maydanoz ve dereotunu ince kıyın. Hazırlanmış olan malzemeleri, tuzu (tuz koymasanızda olur ) ve sumağı(abartmadan) karıştırın. Üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirerek servis yapın. Ayrıca içerisindeki kalori bombalarını çıkarttığımız için içine bir kaç küçük parça beyaz peynir ekleyebilirsiniz. 

Böylesine dolu bir menüyü akşam değil öğlen yersek daha kazançlı olabiliriz.Şimdide sizler için güzel bir tatlı tarifi vericem tabi ki de diyet ve tabi ki de çoook lezzetli.


Ve tatlımızzzzz :)


DİYET ETİMEK TATLISI


1 litre light süt
2 su bardağı esmer şeker
2 yemek kaşığı tam buğday unu 
1 paket tuzsuz etimek 
2 bardak su 
Birkaç damla limon suyu 
Hazırlanışı :
Derince bir tencerede süt, 1 yemek kaşığı tam buğday unu ve 1 su bardağı esmer şekeri karıştırın. Muhallebi kıvamına gelene kadar orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Daha sonra tatlının şerbetini hazırlamak için 1 su bardağı esmer şeker ve 2 su bardağı suyu tenceye alın. Şekerli karışımı 10-15 dakika kadar kaynatın. Ocaktan almaya yakın limon suyunu ekleyin. Etimekleri servis kabına yerleştirip, üzerine şerbeti dökün. Şerbet çekildikten sonra önceden hazırladığınız muhallebiyi ekleyin.Oda sıcaklığına geldikten sonra mevsim meyveleriyle süsleyebilirsiniz. 
(Küçük bir parça yiyin hepsini değil :D)
AFİYET OLSUN.

(Resimler ve tarifler elele.com'dan alıntıdır.Tarifler üzerinde kendim tarafından bazı oynamalar yapılmıştır.)

5 Ağustos 2014 Salı

O ne dedi bu ne dedi kim ne dedi harcanan hayatlar bunlar...

Evin kütüphanesinde aylardır duran bi kitap buldum.Adı pozitif düşüncelerle güzel yaşamın sırları.İçini şöyle bi açtım.Belki dedim bu sefer bir kişisel gelişim kitabı gerçeklerden bahseder bende bunu blogumda yazarım ama yine karşıma standart bir kişisel gelişim kitabı çıktı içindeki bir iki başlıktan söz ederek size aslında gerçek mutluluğun bu kitaplardakinden çok daha farklı olduğundan bahsetmek istiyorum..

Kitabın içinde kendine güvenmekten.Yapacağın her işe sevgi dolu yaklaşmaktan.Kendinle barışık olmaktan vs vs.Bahsediyor.Oysaki insanların kendilerini yanlışlarıyla sevmesi belki de en büyük hatalardan birisidir bana göre. Hem toplum için hem kendileri için çünkü kendinizi düşünün ya da küçük bi çocuğu onu bi hata yaptığında ceza vermeden kolayca affederseniz o hatayı unutur ve yetmezmiş gibi daha da kötüsünü de yapar.Bu kitaptaki saçmalıkları kenara bırakın kendinizi sevin ama hatalarınızı düzelttikten sonra insanlara sevgi dolu yaklaşın ama iyice tanıdıktan sonra kendinizle barışık olun ama size göre olan kusurlarınızı kapattıktan sonra.

Çünkü bunları yaptığınızda yapmamış halinize göre daha mutlu olacaksınız.Size sevgisini vermeyecek birisine sadece kişisel gelişim zırvalamaları adı altında sevginizi verirseniz belli bir süre sonra elinizden giden sadece o kişi olmayacak çünkü o kişiyle beraber kalbinizde sonsuz bir uçuruma yuvarlanacak belkide o kırık parçaları toplamak yıllarınızı alır kim bilir?

Ya da çok kötü bişey yaptınız birisini kırdınız,ben kendimi seviyorum yeaa karşımdaki kişi umrumda mı havalarına girerseniz belki kendinizi seversiniz ama elinizden giden kocaman yıllarca süren bir dostluk olabilir.

Ve en son örneğimiz kendisinde 3-5 kilo fazlalık olan ya da aşırı kilolu bir arkadaşınız var ya da bu siz de olabilirsiniz.O kişiye Aman ya biz seni böyle de seviyoruz.Ben seni böyle de seviyorum demeyin.Eğer bu kişi sizseniz de dedirtmeyin.Siz kendiniz bir bireysiniz ve hayatınız vücudunuz tek istediğiniz gibi yaşayın.Her boka maydanoz olan tipler sizde İnsanların işlerine karışmayın.Bir karar vermiş insanın yoluna taş koymayın belki o kişi o kiloları verdiğinde bambaşka bi insan olacak.Ve sen belki değişmek istiyorsun.O zaman değişeceksin.Kendinle barışık ol kilolu olmaktan mutluysan kilolu olarak yaşa insanların dediklerini umursama.Kilolu olmaktan mutlu değilsen kilonu ver kendinle öyle barış.

KISACASI BU HAYATA BİR KEZ GELİYORUZ.BAŞKALARININ DOĞRU İNSANINA BAŞKALARININ DOĞRU HAYATINA BAŞKALARININ DOĞRU VÜCUDUNA SİZLER,BİZLER DEĞİL ANCAK O İNSANLAR KARAR VEREBİLİR.BIRAKIN GERÇEK MUTLULUĞUN SIRLARI O KİTAPLARIN YAZARLARINA KALSIN.SİZLER GERÇEK MUTLULUĞU KENDİ HAYATINIZIN İÇİNDE BULUN.



4 Ağustos 2014 Pazartesi

İSVEÇ DİYETİ KADAR YORUCU MUSUN TATLI KIZ?

         Her ne kadar babam tembel yataktan kalk filan desede yapım gereği öyle çarçabuk yorulan
birisi değilim.Zaten bütün gün de evdeyim yorulacak birşey yok dedim kendi kendime isveç diyeti yapayım biraz kilo vereyim.Ha daha bugün 1.günü şimdilik fena gitmiyor 2-3 gün sonra ne olur bilmiyorum.Baktınız ki benden yazı alamıyorsanız.Kalp kapakçık kasım erimiş ve ölmüş yada bilumum türevleri olarak yoğun bakımda falan olabilirim.İşte o zaman yapacağınız şey dünyaya daha da bu kadar iyi bir blogger(!) gelmez deyip kendinizi zincirlere vurmanız filan şimdiden sizlerin ailelerine de kendi aileme de baş sağlığı diyorum vs vs gibi savsataları geçtikten sonra asıl konumuza gelelim.

      Ben deminki yazımdan sonra bu hakkı bulut kaşlı kızımızı araştırdım biraz ve anladım ki bu odun kaşlı kız aslında iyi birisi ama biraz popişi kalkmış.Acaba diyorum ben adeta bir sinsi yılan gibi kıza ablacım ablacım ayağına girip kanka mı olsam?Hayır yani şimdi ilkokuldan beri nerde bi olay orda ben olduğum için bana çok da imkansız gelmiyo zaten en büyük idolü hürrem,bihter ne bileyim ferhunde filan olan birisi için çok da zor bişey değil ama değer mi sizce?Kanka olsam ne olacak hem kıza isveç diyeti yaptırıp kaslarını eritip öldürücem mi? Yani olabilir tabi ama zorlamamak lazım yinede.


Soruyorum sana canım ablam bal ablam güzel ablam isveç diyeti kadar yorucu musun ha canısı??



ANNE BEN SURVİVOR AYDIN OLCAM!!

Genelde internette bir çok zamanımı twitterda ve youtubeda geçiren birisi olarak gerçekten bazen ne yazacağımı çok düşünüyorum.Şarkı sözünden çıksam diyorum olmuyor.Atraksiyonlu bir olay yaşamak lazım ki güzel de bir yazı oluşsun ama insanın her günü de aynı heyecanda ilerlemiyor.Sonuçta ben her yazı için yeni bir bratz bebeği hakkı bulut kaşlı kız bulamam ki zaten bulsam da o zaman benim ciğerim Solmaz mı :dd

O zaman bende şöyle bir taktik geliştiriyorum.Yaşadığım olayları adeta bir ailesine çok açız böcek yiyoruz diyen survivor aydın kıvamında anlatacağım.Abartarak ama  böyle olunca da benim kendime olan güvenim filan gider ki böyle bi durumda başkaları nasıl güvenip okusun neyse işte duruma göre bi'şeyler yazıcaz artık.

Yalnız şunu anladım ki blog için twitterda 140 karakterde saçmalamak gibi değilmiş.Orda saçmalarken standart derecenin 1-2 tık üzerinde boş konuşan bir meyvesuyu iş yapıyor ama blog olayı öyle değil saçmalaman lazım saçmalarken mantıklı da olman lazım okurken insanlar senin saçmalamandan sıkılmamalı hatta enteresan birşekilde hoşlanmalı ki tekrar gelip okusunlar kısacası zor be yavrular.



3 Ağustos 2014 Pazar

minareden aşağı at beni aşağı in tut beni..

Hani genelde kadınlar ya aldatılınca ya bunalıma girince ya da menopaza girerken saçlarıyla oynarlar.Boyatırlar kestirirler filan Bu yaşımda resmen 30 yaş sendromuna girdim.3 aydır resmen Sertab Erener şarkısı gibiyim.



Bu sene iyi geçmedi söylemem lazım 

Kader beni seçmedi ama görmemem lazım 
Belki birden bire yeniden başlamam gerek 
Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek 



Yeni bir aşk yeni bir iş 
Yine gülecek bir neden lazım 
Yeni bir haber yeni bir kader 
Bunlar için bana şans lazım 


Saçlarımı önce kestirdim.Kestirince ağladım.Sonra neyse alıştım bu sefer dedim boyatayım bir ara o kadar uçmuşum ki dedim mor olsun benim olsun.Neyse ki mor yapma kararından vazgeçtim hadi dedim ombre olsun ama ciguli gibi olmayayım kızıl olsun daha güzel.Yaptım kızıl.Yetmedi saç tebeşiri alayım dedim saçlarımın her yeri kırıldı.1 Ayda anca toparlandı.Şimdide gittim kendime renkli saç spreyi aldım her yere bulaştı.Olan saçlarıma oldu yani bu yaşımda saçlarımı boyattığımla kaldım.Ne neşelendim.Ne stresten kurtuldum.

Şimdi ki modum ise;

Kaybeden kimdi
Tabiki sensin
Kolay kolay kendine gelemezsin
Ben yolumu çizdim sana sormam ki
Psikolojikman bozuldum büyük olasılıkla.Nasıl düzeleceğimi bilmiyorum da okullar açılmadan önce kendimi düzeltemezsem deli raporu filan verecekler diye çok korkuyorum.Kendi kendime konuşup triplere giriyorum.

YILDIM.




2 Ağustos 2014 Cumartesi

BİRAZ GÜLDÜM BİRAZ HÖMKÜRDÜM

Bu aralar o kadar burjuva olmuşum ki haberim yok bi ara dedim twitter facebook ne varsa kapatayım kendimi entel dantel takılmaya vereyim zaten meyilimde var gözler olmuş 2 şer numara takayım gözlükleri ohhh (aslında 1.5 da yazının seyrini bozmak istemedim) neyse işte dedim kendimi 1 hafta kadar çatı katında olmasa da inzivaya alayım şöyle kitap filan okurum takılırım mal mal ;salak salak insanları da düşünmem filan diye karar verdim neyse oldu da 3 gün dayanabildim.3 gün de kendimi azıcık ağlamaklı azıcık gülmeli kitaplara verdim.Okudukça sinir sistemim çöktü.Bir yandan Renda'nın kaşarlıkları sen nasıl bir karısın ya kendini ondan ona onun koynundan bunun koynuna attı sürtük (ama güzel kitap okuyun) bir yandan Piraye'nin kaynanası derken diğer kitapta da bu defa Aslı çıktı karşıma Murat'a çektirdiklerini bir kere daha okuyunca içim şişti valla saçını başını yolayım dedim o sırada kafam yatağa takıldı bi tutam saçım koptu delirdim sonra tam dedim bitiyo mutlu son tüm kitaplar bok gibi bitince lanet ettim.

Bu arada bu kitapları okumak bana iyi geldi yeniden doğmuş gibi oldum baya okurken triplere girdim kendimi diyarbakıra zorla gitmiş piraye gibi hissettim haşimin anasını dövdüm renda yüzünden masada bırakılan gelin oldum rendayı dövdüm bu arada ya sonra daki hayat arkadaşım müziğiyle sanki kamerada eskimesin diye foto bile çekinmediğim bir yüzüm varmış ve bu yüzümü 58493095403 tane fotosunu çekip dünyaya maal(mal değil bak maal) etmişler gibi sinirlenip böğürerek ağladım.Bayram benim için bayram değil tam bir keraneci karısının keraneye düşmesi kadar trajik geçti.Ama mutlu muyum? evet o zaman son cümlelerimi aşağıya kitapların ve bahsettiğim şarkıların linklerini koyarak bitiyorum.Görüşmek üzere..

TRİPLERE GİRDİĞİM ŞARKI:DD BUYRUN TRİPLERE GİRMEKTE SERBESTSİNİZ:D












31 Temmuz 2014 Perşembe

Ankaralı turguttan bozma malkoçoğlu gibisin

Ya sabahtan beri yaz yaz yaz sil sil sil tek yaptığım hareket yaz sil yaz sil deleteyle kanka oldum.Neden bu ilham perisi gelmiyo diye düşünücek olursam da tabii önceki yazıları yazarken ilham gelmesini sağlayan bir takım olaylar vardı şimdi ise yok.O zaman şimdi bişey anlatıcam.Allahım bir çocuk vardı tam anlamıyla bir atilla taş yılmaz morgül ajdar karışımı birazda ankaralı turgut filan tip olarak geçen çocuğun instagramını bir gördüm çocuk meğersem okul zamanından ötürü öyleymiş ya allah allahhhhh çocuk bir değişmiş bir değişmiş ya çocuk ankaralı turguttan bozma burak özçivit olmuş biliyorum ankaralı turguttan malkoçoğlu yapmaya çalışırsanız mal elinizde patlar ama ne biliyim çocuk evrime kafa mı atmış evrimi alıp gözüne mi sokmuş yoksa evrimi almış memesine silikon mu yaptırmış gerçekten bilmiyorum ama benim şu hayatta gördüğüm en sağlam evrimlerden birisiydi.Neyse ama çocuğa baktım insanın dış görünüşü değişsede huyları değişmiyo hala aynı vıcıklık hala aynı götünü yediğim ayakları demekki neymiş exteennn next olmazmış o çocuğun eski halini bilen hiç bi kız ona yavşamazmış yazık

.Neyse işte böyle.Galiba şuanda bir yazı oluşturmayı başardım işte bu.

Twitter :@meyvesuyuuu 

VİRAN OLMUŞ DÜŞLER

Zaman akıp gidiyor ya saçma şeyler benden de tüm dünyada zamanı ilerlettiği gibi ayları aldı götürdü.Aslında bu akan zamanda öğrendiğim en iyi şey şu oldu bir şey olmayacaksa zorlamayacaksın çünkü sen ne kadar zorlarsan zorla o şey olmuyor.Üstüne üstlük sen aylarca hakkı bulut kaşlı kızı yaz kızla aynı duruma düş bak bak bak bak bak.Kevaşeye bak.Yani bu iş ben evde tek çocuğum anneme babama ne istersem aldırırım gibi bişey değil çünkü.Annen baban sana istediğini alıyor diye başkaları da senin istediğini yapmaz hele elin alain delonu hiç yapmaz.Aslında herkesin standartı farklı o yüzden hiçbir şey için kızmamak lazım.Ben artık boşverdim.

Bundan sonra yapacağım en önemli şey: Fiil in the blanks bu iyrenç ilkokul cümlesi benim hayatımı anlatıyor.Nerde bir boşluk bulsam doldurcam anasını satayım.

DOLDUR GİTSİİİİNNN.





BARİ RÜYALARDA SARMA FAHİŞE

Evet şu son 2-3 yazımda sürekli adı geçen hakkı bulut kız rüyama girdi.Orospu rüyamda bizim eve taşınıyordu.Beni araştırmış filan sonra telefonuna beni kaydetmiş tabi bunlar rüyamda oluyo annem kızı bir seviyo bir seviyo sanırsın o öz be öz kızı ben evlatlık.Kevaşe suratlısı sonra şimdi bu beni arıyormuş.ben tabi ev sahibesi.adın ne diyo Mesu diyorum kızın surat domuza dönüşüyo sonra kız evden çıkıyo ben dururmuyum rüyamda bile entrika peşindeyim kızın tabletini alıyorum karıştırıyorum sonra o kıza iyi davranan annemde yardım ediyo e tabi öz be öz kızı dururken hakkı bulut kılıklı kıza mı yardım etcek.Neyse sonra şöyle oluyo ben kızın tabletinde benim hakkımda yapılmış dedikodular buluyorum.Sonra reel hayata dönüyoruz.Kızın saçını başını yolamadan annem beni uyandırıyo.Rüyalarımda bile bana sarıyo amk kız.O değilde bu kız neden bizim eve taşınıyo lan allah korusun öldürürüm o kızı ajdkaks zaten 150 boyu var tepik atsam parende atsam ölür benden uzak ol taklı kıs

Twitter: @meyvesuyuuu 

İNSAN VAZGEÇEN BİR CANLIDIR..

Bu yazıyı biraz kendi üzerimden biraz da bi arkadaşım üzerinden yazıcam.Kız 10-11 aydır bi çocuğa delicesine aşık çocuk bunu biliyo çünkü yılbaşında gitti çocuğa mesaj attı seni seviyorum diye sonra bunun arkadaşları kızla biraz dalga geçti filan. böyle kahpe insanlar var üstelik bunlar bizim yaşımızda bu kız üzülür mü gece ağlarmı filan düşünmek yok sadece kendi siktiğimin egolarını tatmin etmek amaçları sonra bakıyorum kendime ne farkım var?  bu kız seviyo benim ki ise takıntı çocuk yeni sevgili yapmış kıza küfür etmeceler ayrılmışlar sevinmeceler sanki ayrılınca bişi olcak ? Türlü entrikalar çevirmeler.Ama sonra düşündüm ve belki 1 ay sonra belki 6 ay sonra belki 1 sene sonra bu iş biticek sonuçta insan vazgeçen bir canlıdır.Kısacası kimse bu kız-bu çocuk beni seviyo asla vazgeçmez demesin insanın karşısına öyle biri çıkar ki değil unutmamak tozu kalmaz.Hepsi boş yere hep boş yere...
                                                        

Ben sana nerden tutuldum  Yokluğunda hem nasıl duruldum

Okurken dinleyin tık tık :dd



Twitter: @meyvesuyuuu

kimi tutsak, kimi cesur, kimi korkak,

Sanırım artık devir değişti.Yakınımdaki bir çifti yazmak istiyorum.Önceden kız acı çeker ağlar oğlan siktirederdi herşeyi şimdi bir baktım.Erkek kişi mutsuzluktan ölüyo kız da kendini tatlı hissediyor diye durum atmış sizce de garip değil mi belki kız oğlanın sevgisini haketmemiştir.Belkide birinin ahı vardır üstünde belki onlar birbiri için yaratılmamıştır.Belki kız petito petito oturup mısır yemek isterken oğlan maç izlemek istemiştir belki kız fenerlidir oğlan galatasaraylıdır maç kavgası çıkmıştır.Düşünsenize çocuk kızı dövüyo.Bu günkü saçmalamamı da tamamladığıma göre haydi size eyvallah.

KÖMÜR KARASI KAŞLI HAKKI BULUT TİPLİ BRATZ BEBEĞİ YETER

Sürekli bişeylerin peşinden koşup koşup sonunda hiç birşeye ulaşamayınca insan ne kadar üzülür ama en kötüsü de senin önceden gördüğün malı başka birisini kapması  gidiyorsun mesela birini bişeyi gözüne kestiriyorsun sonra kızın teki geliyo Bratz bebeklerine benzer tipiyle (yani şöyle oluyo kafa kocaman vucut incecik bir mitolojik hayvan edasıyla) o senin gözüne kestirdiğin şeye sahip oluyo.Orospu seni.Ben zaten küçükken o bratz bebeklerini hep kırardım sanırım Allah benden intikam alıyo o bebekleri neden kırdın diye şimdi karşıma bratz bebeği çakması kaşları kömür rengi hakkı bulut kılıklı  birini çıkardı karşıma


 HAYAT BU DEYİL LAN YETER.